TFF 2. Lig Beyaz Grup ekiplerinden Altınordu, son yıllarda teknik direktör istikrarı konusunda büyük sıkıntılar yaşıyor. 2012'den 2022'ye kadar 10 yıl boyunca Hüseyin Eroğlu ile çalışan İzmir ekibi, Eroğlu'nun ayrılmasının ardından adeta teknik direktör sirkine döndü. Başkan Seyit Mehmet Özkan'ın bu dönemde 6 farklı teknik adamla çalışması, kulübün yaşadığı çalkantılı süreci gözler önüne seriyor.

Altınordu'da Kimler Geldi Kimler Geçti?

Kırmızı-lacivertlilerde bu dönemde görev yapan teknik adamlar şöyle:

• Ufuk Kahraman
• Gökhan Ünal
• Hasan Özer
• Atilla Küçüktaka
• Olcay Şahan
• Ersan Parlatan

Ersan Parlatan'ın ardından göreve getirilen Namet Ateş ise, bu süreçteki 7. teknik direktör oldu. Bu kadar sık teknik direktör değişikliği, takımın oyun yapısının oturmamasına ve istikrarsız sonuçlara yol açıyor.

Olcay Şahan'ın Başarısı Ne Anlama Geliyor?

Altınordu'da görev yapan teknik direktörler arasında en başarılı isim, 1.89 puan ortalamasıyla Olcay Şahan oldu. Diğer teknik direktörlerin puan ortalamaları ise şöyle:

• Gökhan Ünal: 0.71
• Ufuk Kahraman: 0.79
• Atilla Küçüktaka: 1.16
• Hasan Özer: 1.20
• Ersan Parlatan: 1.46

Olcay Şahan'ın başarısı, kısa sürede olsa takıma olumlu bir hava getirdiğini gösteriyor. Ancak, diğer teknik direktörlerin düşük performansları, Altınordu'nun teknik direktör seçiminde daha dikkatli olması gerektiğini ortaya koyuyor. Bu istikrarsızlık futbolcuları da olumsuz etkiliyor. Devamlı değişen oyun sistemleri ve taktikler oyuncuların adaptasyon sürecini uzatıyor ve takımın genel performansını düşürüyor.

Altınordu'nun Geleceği Ne Olacak?

Altınordu'nun yaşadığı bu teknik direktör krizi, kulübün geleceği açısından büyük bir soru işareti oluşturuyor. Sürekli değişen teknik adamlar, takımın kimliğini kaybetmesine ve başarıya ulaşmasının zorlaşmasına neden oluyor. Namet Ateş'in göreve gelmesiyle birlikte yeni bir sayfa açılması hedefleniyor. Ancak, Ateş'in de başarılı olabilmesi için kulübün ona gerekli desteği vermesi ve sabırlı olması gerekiyor. Aksi takdirde, Altınordu'daki teknik direktör kıyımı devam edebilir ve kulüp daha da zor durumlara düşebilir. Bu durum, Altınordu'nun genç yetenekleri yetiştirme ve Türk futboluna kazandırma misyonunu da sekteye uğratabilir.