Bakırhan'dan İktidara Çağrı: Barış İçin AKP Neden Sahada Yok?
Gündem

Bakırhan'dan İktidara Çağrı: Barış İçin AKP Neden Sahada Yok?


27 May 20255 dk okuma22 görüntülenmeSon güncelleme: 28 August 2025

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, devam eden barış sürecine dikkat çekerek iktidarın sessizliğini eleştirdi. Bakırhan, "Toplumsal rızayı büyütmek sadece bizim işimiz mi?" sorusunu yönelterek AKP'nin sürece daha fazla katkı sunması gerektiğini vurguladı.

Güven İnşası ve İktidarın Sorumluluğu

Bakırhan, tarihi bir dönemeçten geçildiğini ve bu dönemin en kritik başlığının güven inşa etmek olduğunu belirtti. Hem Kürt halkında hem de Türkiye halklarında sürece ilişkin tereddütler olduğunu ifade eden Bakırhan, güven ortamının tesis edilmesi için herkese büyük görevler düştüğünü, özellikle de AKP'nin ve iktidar ortağının sorumluluk alması gerektiğini söyledi.

Bakırhan, "Bu süreç sadece DEM Parti'nin omuzlarında taşınacak bir süreç değildir. Herkesin daha cesur olması, daha görünür bir biçimde inisiyatif alması gerekiyor. Eğer bugün konuşmayacaksak, ne zaman konuşacağız?" dedi. Ayrıca, MHP'nin de kendi teşkilatına ve tabanına süreci anlatmak için çaba gösterdiğini gördüklerini, muhalefet partileri içinde de kıymetli çabalar olduğunu ekledi.

Bakırhan, halkın kendilerine iktidarın neden bu kadar çekingen olduğunu, seçim zamanı gelip oy isteyenlerin şimdi neden sahada olmadığını sorduğunu aktardı. "Barış için toplumsal rızayı büyütmek onların da görevi değil mi?" diye soran Bakırhan, AKP'nin daha fazla sorumluluk alabileceğini, cesaretle konuşabileceğini ve çözüm dilini daha çok kullanarak sürece katkı sunabileceğini ifade etti.

Güven Verici Adımlar ve Talepler

Bakırhan, güvenin sadece sözle olmayacağını, güven verici adımlar da atılabileceğini belirtti. Bu bağlamda, hasta mahpuslar meselesine dikkat çekerek Adalet Bakanlığı verilerine göre her gün iki hasta tutuklunun hayatını kaybettiğini söyledi. Bu dehşet tablonun sona erdirilmesinin barışın ilk ve en acil adımı olduğunu vurguladı.

Bir diğer adımın ise infaz düzenlemesine ilişkin olması gerektiğini belirten Bakırhan, yıllardır keyfi nedenlerle cezaevlerinde kalan binlerce insanın adaletin aşınmasına neden olduğunu ifade etti. Bu nedenle, infaz kanununun demokratik standartlara göre yeniden düzenlenmesi ve cezaevlerinin boşalması gerektiğini söyledi.

Bakırhan, hafta sonu Diyarbakır'da yapılan Yerel Yönetimler Konferansı'nda da güven arttırıcı adımların konuşulduğunu, kayyımların kaldırılması ve yerel demokrasinin güçlendirilmesinin Türkiye'nin demokrasisine yapacağı büyük katkıyı ele aldıklarını belirtti. Halkın iradesine müdahale eden kayyım uygulamasının demokrasiye aykırı olduğunu vurguladı.

  • Hasta mahpusların durumu düzeltilmeli
  • İnfaz düzenlemesi yeniden ele alınmalı
  • Kayyum uygulamasına son verilmeli

Çözümün Dili ve Ortak Gelecek

Sürece mesafeli olanların kaygılarını anladığını belirten Bakırhan, bu ülkenin başkentiyle, diliyle, bayrağıyla hiçbir zaman sorunları olmadığını, dertlerinin Türkiye'nin değerleriyle değil, rejimin demokratik olmayan karakteriyle olduğunu ifade etti. "Biz, devlet artı demokrasi formülünü öneriyoruz" dedi.

Bakırhan, Kürt'ün dilinin, kültürünün ve varlığının dışlanmadığı, Alevi'nin eşit yurttaş olacağı bir ülke istediklerini, demokratik eşit vatandaşlık talep ettiklerini, güçlü bir yerel demokrasi istediklerini, her kimliğe ve inanca eşit mesafede duran, çoğulculuğu esas alan, farklılıkları zenginlik olarak gören bir anlayış talep ettiklerini söyledi.

Bakırhan'ın bu açıklamaları, Türkiye'nin içinde bulunduğu hassas süreçte önemli bir çağrı niteliği taşıyor. İktidarın ve tüm siyasi aktörlerin sorumluluk alarak, toplumsal rızayı büyütme ve barış sürecine katkı sunma konusunda daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiği vurgulanıyor. Aksi takdirde, güven eksikliği ve toplumsal kutuplaşma derinleşebilir, bu da Türkiye'nin geleceği açısından olumsuz sonuçlar doğurabilir.