Batı'nın İnsan Hakları Masalı Çöktü mü? İşte Gerçekler!
Gündem

Batı'nın İnsan Hakları Masalı Çöktü mü? İşte Gerçekler!


22 May 20255 dk okuma5 görüntülenmeSon güncelleme: 23 May 2025

Prof. Dr. Ömer Adil Atasoy, Gazze'de yaşanan insanlık dramı ve uluslararası mahkemelerin tesciline rağmen İsrail'in soykırım suçlarını işlemesini, Batı'nın insan hakları söyleminin iflası olarak değerlendiriyor. Atasoy, Batı'nın bu duruma sessiz kalmasının, kendi dışındakileri uyutmak için kullandığı "insan hakları masalı"nın çöktüğünü gösterdiğini belirtiyor.

Batı'nın Ölüm ve Yıkım Aryası

Atasoy'a göre, başta ABD olmak üzere bazı Avrupa devletleri, Siyonizm'in orkestra şefliğinde Gazze'de bir "ölüm ve yıkım aryası" çalıyor. Bu durum, Batı'nın kendi dışındakileri avlamak ve uyutmak için kullandığı insan hakları masalının ne kadar yanıltıcı olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Batı'nın Filistin'de elbirliği ile gerçekleştirdiği soykırım, bu gerçeği hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde gözler önüne seriyor.

İnsan Hakları Zokası ve Paralize Edilen Duyular

Atasoy, dünyanın geri kalanının, insanlığın eşitliği ve insani değerlerin korunması adına Batı'nın sunduğu "insan hakları zokası"nı yuttuğunu ve kendini Batı'ya teslim ettiğini ifade ediyor. Kadim medeniyetlerin "Darül Harp ve Darül İslam" yaklaşımının terk edilerek, "İnsan Hakları" anlayışını esas alan bir dünya barış toplumu oluşturma amacının sihirli büyüsüne kapıldığımızı belirtiyor. Ancak bu umut verici düşünceye odaklanırken, arkasındaki gizli ve sinsi oyunu görme konusunda duyularımızın körleştiğini ve adeta paralize edildiğimizi vurguluyor.

Uyanış ve İkiyüzlülük

Atasoy, Batı'nın yarattığı ve beslediği "İslam karşıtlığı canavarı"nın büyütülüp karşımıza çıkarılmasıyla uyanmaya başladığımızı söylüyor. Batı'nın ikiyüzlülüğü ve çifte standart uygulama becerisiyle karşılaştığımızı, "İnsan Hakları" ve insanca yaşama hakkının sadece kendileri için söz konusu olduğu gerçeğini acı örneklerle anladığımızı belirtiyor. Batının medeniyet ihracı cilası altında ifsat ettiği dünya insanlığının yaşadığı en şiddetli şoklardan birisine daha tanık olduğumuzu ifade ediyor.

Bu durumun ortaya çıkmasında rol oynayan bazı olgular şunlardır:

  • Batının özellikle ABD önderliğinde yarattığı tek kültürlülük akımı ve kadim medeniyetlere ait kültür değerlerinin yaşanabilirliğinin yok edilmesi.
  • Batı kültür ve değerlerinin Siyonist Yahudi kültür ve inancı ile entegre olarak oluşturduğu ekonomik gücün, batıl Siyonist kültür ve inançların gerçekleştirilmesine yönelik irrasyonel amaçlara yönlendirilmesi.
  • Hristiyan dünyası ve Siyonist Yahudi dünyası iş birliğinin kuvvetlendirilmesi amacıyla yaratılan suni inanç ve hezeyanlar.

İmha Planına Karşı Durmalıyız

Sonuç olarak, Batı'nın insan hakları söyleminin Gazze'deki soykırıma sessiz kalmasıyla çöktüğü ve ikiyüzlülüğünün ortaya çıktığı bir dönemdeyiz. Umudumuz, medeniyet ve kültür birliği içinde bulunduğumuz kardeş toplum ve ülkelerle birlikte bu haksız ve hayâsız yok etme ve imha planına karşı durmaktır. Kendimize özgü insani değerlerimizi koruyarak, tüm dünya insanlığının selameti için bu yok edici saldırıyı durdurmak konusunda gerekli iradeyi ortaya koyabilmeliyiz. Bu süreçte birlik ve beraberlik içinde hareket etmek, en önemli gücümüz olacaktır.