
Boğaz'da Tekne İşgali Alarmı! Kıyı Şeridi Tehlikede mi?
İstanbul Boğazı'nda yaşanan tekne işgalleri, tüm uyarılara ve alınan kararlara rağmen devam ediyor. Bu durum, kamuoyunda büyük bir tepkiye neden olurken, tartışmaları da beraberinde getiriyor. Özellikle 24 metre ve üzeri gezi teknelerinin Boğaz kıyılarında yarattığı görüntü kirliliği ve işgal, vatandaşların denizle olan bağını koparma noktasına geldi. Peki, bu sorunun çözümü için neler yapılıyor?
Boğaz'daki Tekne İşgali Neden Devam Ediyor?
İstanbul Valiliği, geçtiğimiz günlerde aldığı önemli bir kararla bu soruna çözüm bulmayı amaçladı. 24 metre üzeri büyüklükteki deniz araçlarının kıyı işgalini yasaklayan bu karar, aslında umut verici bir adım olarak değerlendirilmişti. Valilik, kaçak iskelelerde denetimsiz elektrik kullanımı, izinsiz yakıt ikmali gibi durumların can ve mal güvenliği açısından ciddi risk oluşturduğunu belirtmişti. Ancak, tüm bu önlemlere rağmen Kuruçeşme-Bebek hattında 24 metre ve üzeri teknelerin kıyı işgali hala devam ediyor.
- Kıyı tesisi işletme izni bulunmayan alanlara teknelerin bağlanması yasaklandı.
- Kaçak iskele ve indirme-bindirme noktalarında denetimler sıklaştırıldı.
- İzinsiz yakıt ikmali ve kontrolsüz faaliyetlere karşı önlemler alındı.
Vatandaşın Tepkisi Büyüyor
Boğaz'daki tekne işgalleri, sadece görüntü kirliliği yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda vatandaşların kamusal alanları kullanım hakkını da ciddi şekilde zedeliyor. Vatandaşlar, özellikle hafta sonları ve yaz aylarında Boğaz kıyısında yürüyüş yaparken veya dinlenirken bu tekneler nedeniyle rahatsızlık duyuyor. Bu durum, sosyal medyada da sıkça dile getiriliyor ve yetkililerin daha etkili önlemler alması yönünde çağrılar yapılıyor.
"Boğaz bizim, tekneler değil!" şeklinde sloganlar atan vatandaşlar, kıyı şeridinin korunması ve kamusal alanların geri kazanılması için mücadele ediyor. Bu konuda farkındalık yaratmak amacıyla çeşitli sivil toplum kuruluşları da çalışmalar yürütüyor.
Çözüm Ne Olmalı?
Peki, bu sorunun çözümü için neler yapılmalı? Öncelikle, İstanbul Valiliği'nin aldığı kararların sahada etkin bir şekilde uygulanması gerekiyor. Denetimlerin sıklaştırılması, kaçak iskelelerin ortadan kaldırılması ve izinsiz faaliyetlere karşı caydırıcı cezaların uygulanması büyük önem taşıyor. Ayrıca, tekne sahiplerinin de daha duyarlı davranması ve kıyı şeridini işgal etmekten kaçınması gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, İstanbul Boğazı hepimizin ortak değeri ve bu değeri korumak hepimizin sorumluluğunda.
İstanbul Boğazı'ndaki tekne işgallerinin sona ermesi, sadece görüntü kirliliğinin ortadan kalkması anlamına gelmiyor. Aynı zamanda, vatandaşların kamusal alanları kullanım hakkının korunması, deniz ekosisteminin sağlıklı kalması ve Boğaziçi'nin eşsiz siluetinin gelecek nesillere aktarılması için de büyük önem taşıyor. Umuyoruz ki, yetkililer ve tekne sahipleri bu konuda gerekli hassasiyeti gösterir ve Boğaz'ın hak ettiği değere kavuşması sağlanır.









