
ÇEDES'te Skandal Karar! Müftü Beraat Etti, Çocuk İstismarı Göz Ardı Mı?
Türkiye'de büyük yankı uyandıran bir çocuk istismarı davasında şok edici bir karar çıktı. "Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum" (ÇEDES) projesi kapsamında görevlendirildiği okulda 12 yaşındaki bir öğrenciyi istismar ettiği iddia edilen Urfa'nın Akçakale ilçesinin eski müftüsü Halil Bilik, beraat etti. Bu karar, kamuoyunda büyük bir infiale yol açarken, davanın seyrindeki tartışmalı noktalar ve ÇEDES projesinin geleceği hakkındaki soru işaretleri yeniden gündeme geldi.
Davanın Seyri ve Tartışmalı Karar
Davanın 7. duruşması Urfa 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Savcının ilk başta beraat talep etmesine rağmen, daha sonra delilleri inceleyip avukatları dinledikten sonra fikrini değiştirerek müftünün yüksek sınırdan cezalandırılmasını istemesi dikkat çekmişti. Ancak mahkeme heyeti, tüm delillerin çocuğun beyanlarını doğrulamasına rağmen beraat kararı verdi. Bu durum, davanın başından itibaren ailenin ve çocuğun suçlanmasına tepki gösteren avukatların ve kamuoyunun büyük tepkisini çekti. Avukatlar, kararı istinafa taşıyacaklarını belirtirken, adaletin tecelli etmediği yönündeki eleştiriler yükseldi.
Dava sürecinde avukatlar, soruşturmanın derinleştirilmesi yönünde defalarca talepte bulundu. Ancak bu talepler mahkeme heyeti tarafından reddedildi. Aksine, mahkeme fail Halil Bilik yerine şikâyetçi çocuğu ve aileyi yargılamaya yönelik bir tutum sergilediği iddia edildi. Bu durum, mağdurun yeniden travmatize olmasına ve adalete olan güveninin sarsılmasına neden oldu.
ÇEDES Projesi Tartışmaları ve Sorumluluk Çağrısı
Olayın, Karaman İl Milli Eğitim Müdürü’nün Urfa’ya atanmasından sonra yaşanması, dikkatleri bu atamanın zamanlamasına ve nedenlerine çekti. CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, Karaman'da yaşanan benzer bir istismar olayında bir öğretmenin 518 yıl hapis cezası aldığını hatırlatarak, "Peki, Karaman İl Milli Eğitim Müdürü, o dönem orada görevli olan kişi nerede? Urfa İl Milli Eğitim Müdürlüğünde… Soruşturulması gerekirken Karaman’dan Urfa’ya atanıyor. Akçakale müftüsü derslere o Urfa’da görevdeyken gidiyor. Çok somut bir örnek" şeklinde konuştu. Kaya, çözümün sistemin değişmesinde olduğunu vurgulayarak, sorumluların hesap vermesi gerektiğini savundu.
Yıldırım Kaya, ÇEDES projesinin hayata geçirilme sürecinde HÜDA-PAR’dan Ülkü Ocaklarına, farklı tarikat ve cemaatlere uzanan kurumlarla anlaşmalar yapıldığını ve bu protokollerin Danıştay tarafından iptal edildiğini hatırlattı. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) protokollerin arkasından dolanarak projeyi yeniden gündeme soktuğunu iddia etti. Kaya, projenin önce pilot uygulama gibi gösterildiğini ancak fiilen Türkiye'nin her yerinde hayata geçirildiğini belirterek, "Her yıl din, kültürü ve ahlak bilgisi kadrosunda atanan öğretmen sayısı; matematik, fizik, kimya, rehberlik ve Türkçe dersleri için atanan öğretmenlerin neredeyse iki katı. Ama tüm bunlara rağmen belki de okuma yazması bile olmayan, ilkokul diploması olmayan hafız, müezzin ya da imam okullarda öğrencilere gelip dersler vermeye başladı" dedi.
Kaya, ÇEDES projesinin ana hedefinin Cumhuriyetle ve eğitim devrimleriyle hesaplaşmak olduğunu savunarak, "Bu uygulama Milli Eğitim Bakanlığı'nın Diyanet İşleri Başkanlığı'na dönüştürme uygulamasıdır. Yaklaşık olarak yirmi iki yıldır adım adım uygulanan bu uygulama Yusuf Tekin'in döneminde hız kazandı. Akçakale'de yaşananların çok somut olmasına rağmen yargı bu sebeple üzerine gitmiyor" ifadelerini kullandı.
Akçakale'deki bu skandal karar, Türkiye'deki çocuk istismarı davalarındaki adaletsizliklere ve ÇEDES projesinin yarattığı tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Kararın istinaf sürecinde nasıl bir sonuç vereceği ve ÇEDES projesinin geleceği merakla beklenirken, kamuoyu adaletin tecelli etmesi ve çocukların korunması için yetkililere çağrıda bulunuyor.