Çiğdem ve Mine'ye Özgürlük Çağrısı: Bakırköy'den Seslendiler!
Gündem

Çiğdem ve Mine'ye Özgürlük Çağrısı: Bakırköy'den Seslendiler!


26 April 20255 dk okuma20 görüntülenmeSon güncelleme: 03 September 2025

Gezi Parkı davası tutuklularının 3. yılında, Gezi'ye Özgürlük Koordinasyonu, Silivri Cezaevi önündeki açıklamanın ardından Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde bir araya geldi. Polis barikatlarına rağmen, Gezi mahpuslarının arkadaşları, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi ve Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan gibi isimler destek için oradaydı. Eylemde, tutuklu gazeteci Çiğdem Mater ve akademisyen Mine Özerden'e özgürlük çağrısı yapıldı.

Gezi Tutuklularına Destek Mesajları

Açıklama öncesinde Çiğdem Mater'in mesajını arkadaşı Melis Behlil okudu: "Sevgili herkes, mecburi hapishane turlarının en kısa zamanda bitmesini hepimiz için temenni ediyorum. Umuyorum bu saçma ve tuhaf zamanların sonuna yaklaşıyoruzdur. Hepinize sevgiler." Mater, mesajında tuhaf zamanların sonuna yaklaşıldığı umudunu dile getirdi.

Akademisyen Mine Özerden'in mesajını ise arkadaşı Elif Özdemir okudu: "İtirazın hafızası Gezi'dir." Özerden'in mesajı, Gezi'nin bir itirazın ortak hafızası olduğuna vurgu yaptı. Bu mesajlar, tutuklu bulunan isimlerin moralini yüksek tutmaya ve dışarıdaki destekçileriyle bağlarını sürdürmeye yönelik önemli birer araç oldu.

Bakırköy Cezaevi önündeki açıklamayı okuyan Yasemin Bektaş, Gezi'nin Türkiye'nin vicdanı ve umudu olduğunu belirtti. Bektaş, "Gezi, bu ülkenin vicdanıdır, eşitlik ve adalet için umududur. Barışçıl, yaratıcı, neşenin öznesi olduğu, özgürlük talebini dile getiren bir itirazın ortak hafızasıdır. O hafızayı susturmak için tam üç yıldır Çiğdem Mater’i, Mine Özerden’i, Can Atalay’ı ve sekiz yıla yakındır da Osman Kavala’yı hukuksuzca mahkûm ediyorlar." dedi.

"Bu Bir Cezalandırma Sistemidir"

Yasemin Bektaş, Gezi davasının bir ceza davası olmadığını, aksine bir cezalandırma ve gözdağı sistemi olduğunu vurguladı. Bu durumun Türkiye'nin demokrasi tarihinde kara bir leke olduğunu ifade etti. Bektaş, "Buradan, Silivri’nin ve Bakırköy’ün önünden sesleniyoruz: Unutmadık. Alışmadık. Kabul etmiyoruz! Kabul etmeyeceğiz, çünkü Gezi hâlâ bizimle. Çünkü biz, hepimiz, dün olduğu gibi bugün de hâlâ Gezi’deyiz." şeklinde konuştu.

Açıklamada, sadece Gezi davası yüzünden özgürlükleri gasp edilen arkadaşlar için değil, aynı zamanda ülkenin düşleri, adalet duygusu ve demokrasi umudu için de orada olunduğu belirtildi. Ethem Sarısülük, Hasan Ferit Gedik, Mehmet Ayvalıtaş, Ali İsmail Korkmaz, Abdullah Cömert, Ahmet Atakan, Medeni Yıldırım ve Berkin Elvan gibi Gezi direnişinde hayatını kaybedenlerin isimleri anıldı.

Ayrıca, Saraçhane'de ve kampüslerde demokratik haklarını kullandıkları için tutuklanan öğrenciler, sosyal medyada özgür düşüncelerini paylaştıkları için gözaltına alınan yurttaşlar, gazetecilik görevini yaparak gerçekleri dile getiren ve cezaevine konulan basın emekçileri, adaletsizliklere sessiz kalmayıp baskı altına alınan sanatçılar için de destek mesajları verildi.

Eylemde, toplum ve kamu yararına düşünen, kentleri deprem riskine karşı dirençli hale getirmek için çalışan şehir plancıları, meslek insanları ve bürokratlar, adaletsiz uygulamalara karşı halkın ve ezilenlerin yanında olan avukatlar ve hukukçular da unutulmadı. Kadınların bedeni, doğumu, yaşamı üzerinde kurulan tahakküme karşı ses çıkaranlar, kimliğini ve varoluşunu inkâr etmeyen bireyler, onurlu bir yaşam ve emeklerinin hakkı için direnen tüm işçiler ve emekçiler için de dayanışma mesajları iletildi.

Milyonlarca insanın demokratik iradesiyle seçildikleri halde keyfi ve mesnetsiz gerekçelerle tutuklanan belediye başkanları, kayyum marifetiyle susturulmak istenen halk iradesi ve tüm siyasi tutuklular için de adalet çağrısı yapıldı. "Onlar içerdeyken biz dışarıda susamayız, susmuyoruz, susmayacağız! Adalet için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz! Sokaklarda, kampüslerde, fabrikalarda, ofislerde, meydanlarda eşitlik için, demokrasi için, geleceğimiz için mücadeleye devam edeceğiz!" denildi.

Adalet ve Umut Vurgusu

Eylemin sonunda, "Bu adaletsizlik sona erecek, bu dayanışma büyüyecek ve bu hikâye umutla tamamlanacak. Biz kazanacağız! Gezi’ye özgürlük! Gezi için adalet! Herkes için Adalet! Ya hep beraber, ya hiçbirimiz!" sloganları atıldı. Geziye Özgürlük Koordinasyonu, adalet sağlanana kadar mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.

Bakırköy'deki eylem, Gezi Parkı davası tutuklularına verilen desteğin ve adalet arayışının bir göstergesi oldu. Tutuklu bulunan Çiğdem Mater ve Mine Özerden'e gönderilen mesajlar, onların yalnız olmadıklarını ve dışarıda kendilerini destekleyen bir kitlenin varlığını hissettirmeyi amaçladı. Eylem, Gezi Parkı direnişinin sembolik anlamını ve toplumsal hafızadaki yerini bir kez daha hatırlattı.