
Dedem Korkut: Türk Birliği'nin Ortak Mirası mı?
Prof. Dr. Cihangir Kızılözen'in 2013'ten 2024'e kadar süren yoğun çalışması sonucunda, Dedem Korkut Kitabı'nın Dresden, Vatikan ve Bursa nüshalarını bir araya getiren ilk kapsamlı eser ortaya çıktı. Kronik Yayınları tarafından iki cilt halinde yayımlanan bu çalışma, Dedem Korkut'un Türk dünyası için ne denli önemli bir ortak değer olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Dedem Korkut Kitabı'nın Yeniden Keşfi
Kızılözen, eseri Kazak Türkçesine aktarma sürecinde karşılaştığı zorlukları ve bu zorlukların onu nasıl bir yeniden okuma sürecine yönelttiğini şu sözlerle ifade ediyor: "2013 yılında Dedem Korkut Kitabı’nı Kazak Türkçesine aktarmaya karar verdim. Aktarma, doğrudan orijinal metin üzerinden yapılabileceği gibi Türkiye Türkçesine aktarılmış çalışmalar üzerinden de yapılabileirdi. Bu iki seçenekten; doğrudan orijinal metin üzerinden aktarmayı yeğledim." Bu karar, Kızılözen'i eserin derinliklerine inmeye ve daha önce gözden kaçan detayları fark etmeye teşvik etmiş.
Kızılözen, Dedem Korkut Kitabı'nda Türkçenin farklı dönemlerine ve diyalektlerine ait izler bulunduğunu vurguluyor. Eserin, Dolgan, Gagauz, Hakas, Karaçay-Malkar, Kazak, Kırgız, Kumuk, Nogay, Tatar, Tuva, Yakut Türk diyalektleriyle ilgili dil özelliklerinin kayıt altına alındığı ilk eser niteliğinde olduğunu belirtiyor. Bu durum, Dedem Korkut Kitabı'nın sadece bir edebi eser olmanın ötesinde, Türk dilinin ve kültürünün zenginliğini yansıtan bir hazine olduğunu gösteriyor.
Eserdeki Dil Zenginliği ve Türk Boylarına Dair İpuçları
Dedem Korkut Kitabı'nın başlı başına bir sözlük niteliği taşıdığını belirten Kızılözen, eserdeki dil zenginliğine dikkat çekiyor. Aynı anlama gelen farklı sözcüklerin ve kalıpların bir arada kullanılması, anlatının dilini zenginleştirirken, kullanım sıklığı düşük olan sözcüklerin de yaşatılmasını sağlıyor. Bu durum, eserin sadece bir hikaye anlatmakla kalmayıp, aynı zamanda Türk dilinin inceliklerini ve zenginliğini koruma misyonunu da üstlendiğini gösteriyor.
Kızılözen'e göre, Dedem Korkut Kitabı'nda geçen olaylarda adı geçen Türk boyları, destanların oluşumuna etnik katkı sağlamıştır. Metinde geçen ses, biçim ve anlam yönünden çağdaş Türk diyalektlerine özgü yüzlerce örnek, bu eserin yalnız Oğuz Türkçesine ait olmadığını gösteriyor. Eserde Azerbaycan, Dolgan, Gagauz, Hakas, Karaçay-Malkar, Karay, Kazak, Kırgız, Kumuk, Nogay, Özbek, Tatar, Tuva, Türkiye, Yakut, Yeni Uygur Türk diyalektlerinden izler tespit edilmiştir. Bu durum, Dedem Korkut Kitabı'nın Türk boyları arasındaki ortak kültürel mirası yansıtan önemli bir kaynak olduğunu ortaya koyuyor.
Türk Birliği İçin Ortak Bir Ocak
Dedem Korkut Kitabı, Yakutlardan Gagauzlara, Sarı Uygurlardan Karaylara, Müslüman olmayan Türklerden Müslüman Türklere değin bütün yeryüzü Türklerinin ortak değeri konumundadır. Bu eser, Türk dünyasının farklı coğrafyalarında yaşayan insanların ortak bir geçmişe, kültüre ve kimliğe sahip olduğunu hatırlatıyor. Türk birliğinin yeniden inşası noktasında Dedem Korkut Kitabı, bütün Türk topluluklarının benimseyebileceği ortak bir değer, orta bir ocak konumundadır.
Sonuç olarak, Prof. Dr. Cihangir Kızılözen'in Dedem Korkut Kitabı üzerine yaptığı bu kapsamlı çalışma, eserin Türk dünyası için ne denli önemli bir kültürel miras olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Dedem Korkut, Türk boylarının ortak değerlerini yansıtan, dil zenginliğiyle dikkat çeken ve Türk birliğinin inşası için önemli bir potansiyele sahip olan eşsiz bir eserdir.