
Deprem mi? İşte Yeni Tedbir: Rant Suudi'ye, Vergi Bize!
İstanbul'da hissedilen son deprem, kentteki deprem hazırlıklarının yetersizliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle depreme dayanıklı konut eksikliği büyük bir sorun teşkil ederken, iktidarın yıllardır "deprem tedbiri" olarak sunduğu kentsel dönüşüm projelerinin, inşaat rantı yaratma amacına hizmet ettiği iddiaları gündeme geliyor. Peki, İstanbul'u bekleyen tehlike karşısında gerçek tedbirler nerede?
Kentsel Dönüşüm: Rant mı, Çözüm mü?
Kentsel dönüşüm projeleri, teoride deprem riski taşıyan binaların yenilenerek daha güvenli yaşam alanları oluşturulmasını amaçlar. Ancak uygulamada, bu projelerin genellikle yüksek katlı binaların inşa edilmesi ve mevcut sakinlerin yerlerinden edilmesi gibi sonuçlar doğurduğu görülüyor. Bu durum, kentsel dönüşümün depremzedeler için bir çözüm olmaktan ziyade, inşaat şirketleri için bir rant kapısı haline geldiği eleştirilerine yol açıyor.
Rezerv Alanlar: Kimin Hakkı?
Rezerv alanlar, deprem sonrası acil durumlar için ayrılan ve genellikle şehir merkezlerine yakın konumda bulunan arazilerdir. Ancak son dönemde, bu alanların da inşaat projelerine tahsis edildiği ve rant amaçlı kullanıldığı yönünde ciddi iddialar bulunmaktadır. Bu durum, deprem anında toplanma alanlarına ihtiyaç duyacak olan vatandaşların güvenliğini tehlikeye atarken, aynı zamanda kamu arazilerinin özel çıkarlar doğrultusunda kullanılmasına da yol açmaktadır.
Gerçek Deprem Tedbirleri Neler Olmalı?
- Mevcut binaların deprem dayanıklılık testlerinin yapılması ve güçlendirilmesi
- Yeni yapıların deprem yönetmeliklerine uygun olarak inşa edilmesi
- Kentsel dönüşüm projelerinin rant odaklı değil, halkın ihtiyaçlarına yönelik olarak planlanması
- Rezerv alanların korunması ve deprem anında kullanıma hazır hale getirilmesi
- Halkın deprem konusunda bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi
İstanbul'u bekleyen büyük deprem gerçeği karşısında, rant odaklı projeler yerine, halkın can güvenliğini ön planda tutan, bilimsel ve gerçekçi çözümler üretilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, olası bir depremde yaşanacak kayıpların sorumluluğu, bu konuda gerekli tedbirleri almayanların üzerinde olacaktır.