
Google'a Tekel Şoku! Dev Birimler Satılıyor Mu?
ABD Adalet Bakanlığı, dijital reklamcılık sektöründe uzun yıllardır tekel oluşturduğu gerekçesiyle eleştirilen Google'a karşı harekete geçti. Alınan federal mahkeme kararıyla, teknoloji devinin çevrim içi reklam pazarındaki hakimiyetini zayıflatmak amacıyla en kritik iki iş birimini elden çıkarması talep edildi. Bu karar, Google için büyük bir darbe anlamına gelirken, dijital reklamcılık sektöründe de dengeleri değiştirebilir. Peki, Google'ın hangi birimleri satması isteniyor ve bu kararın etkileri neler olacak?
Google'ın Satması İstenen Birimler: AdX ve DFP
Karar kapsamında Google'ın reklam borsası AdX ve yayıncı reklam sunucusu DFP sistemlerini satması gündemde. Bu iki sistem, dijital reklamcılıkta merkezi bir rol üstleniyor:
- AdX: İnternet sitelerinde reklam alanı satışı için anlık tekliflerin verildiği açık artırma pazarı işlevi görüyor.
- DFP: Web yayıncılarının reklam alanlarını yönetmesine olanak tanıyan bir sistem olarak biliniyor.
Bu iki teknoloji, birlikte çalışarak Google'a hem reklam verenler hem de yayıncılar üzerinde belirleyici bir güç sağlıyor. Adalet Bakanlığı, bu durumun rekabeti engellediğini ve Google'ın tekel konumunu pekiştirdiğini savunuyor.
Yargıcın Açıklamaları ve Google'ın Savunması
Virginia Doğu Bölge Mahkemesi Yargıcı Leonie Brinkema, geçen ay verdiği kararda Google'ın bu iki sistemi birbirine bağlayarak rakiplerini dışladığını ve fiyat rekabetini engellediğini belirtti. Brinkema, "Google, dijital reklam pazarında kasten bir tekel kurmuştur" ifadelerini kullanarak şirketin piyasa gücünü kötüye kullandığına hükmetti.
Google ise, ABD Adalet Bakanlığı'nın dijital reklamcılık alanında tekel oluşturduğu yönündeki suçlamalarını kesin bir dille reddediyor. Şirketin düzenleyici işlerden sorumlu başkan yardımcısı Lee-Anne Mulholland, "Bakanlığın önerileri mahkeme kararının çok ötesine geçiyor, hukuki zemini yok ve yayıncılarla reklamverenlere zarar verecek" açıklamasında bulundu. Google, Meta, Amazon ve TikTok gibi şirketlerle yoğun rekabet içinde olduklarını savunarak, dijital reklamcılıkta tekelleşme oluşturmadıklarını ileri sürdü.
Adalet Bakanlığı ise, sadece davranışsal önlemlerin yetersiz olduğunu, Google’ın bazı iş kollarını ayırması gibi yapısal çözümlerin zorunlu hale geldiğini belirtti. Bakanlığa göre, Google'ın rekabeti engelleyen konumuna son vermek için daha radikal adımlar gerekiyor.
Bu dava, şirketin son iki yılda karşılaştığı üçüncü büyük rekabet davası olma özelliğini taşıyor. Geçtiğimiz yıl, Google’ın arama motoru pazarında üstünlük sağladığı gerekçesiyle Chrome’un satılması ve arama verilerinin rakiplerle paylaşılması istenmişti. Android sisteminin daha şeffaf hale getirilmesi ve üçüncü taraf uygulamalara daha fazla alan açılması yönünde adımlar atılması kararlaştırılmıştı.
Alphabet’in her yıl milyarlarca dolarlık dijital reklam geliri elde etmesi, uzun süredir küçük yayıncılar ve reklamverenler üzerinde baskı kurduğu eleştirilerini beraberinde getiriyor. Uzmanlar, Google’ın reklam teknolojisi üzerindeki kontrolünün fiyatları manipüle etme ve içerik sağlayıcılarını bağımlı hale getirme riskine dikkat çekiyor.
Eylül ayında açıklanacak olan Adalet Bakanlığı'nın nihai çözüm önerileri, sadece Google’ın dijital reklam stratejisini değil, aynı zamanda küresel teknoloji sektörünün gelecekteki düzenleme çerçevesini de belirleyecek. Bu karar, Google için bir dönüm noktası olabilir ve şirketin gelecekteki stratejilerini derinden etkileyebilir. Aynı zamanda, dijital reklamcılık sektöründe daha adil bir rekabet ortamının oluşmasına katkı sağlayabilir.