
Hrant Dink Vakfı İşten Çıkarma Krizi Mahkemede! Neler Oluyor?
Hrant Dink Vakfı'nda yaşanan işten çıkarma krizi mahkemeye taşındı. İşten çıkarılan Caner Gönder'in başlattığı nöbet eylemi ve vakfın açıklamalarıyla olay kamuoyunun gündemine oturdu. Gönder, haklarını aramak için nöbet tutarken, vakıf ise eylem yerinin seçimi konusunda eleştirilerde bulundu. İşte tüm detaylar...
İşten Çıkarma Süreci ve Nöbet Eylemi
Caner Gönder, Hrant Dink Vakfı’nda ‘Kapsayıcı Dil Atölyesi’nde eğitmen olarak görev yaparken, beş ay 26 gün sonra Kod 42 ile işten çıkarıldı. Gönder, işe alınırken pedagojik formasyona sahip olduğunun belirtildiğini ve gerekli referanslarla başvurduğunu ifade ediyor. İşten çıkarılma sürecini ise şöyle anlatıyor:
“Beşinci ayın sonunda sözleşmeye uygun olmadığım ve iş akdimin feshedileceği belirtildi. Sonrasında bana bir ibra metni imzalatmaya çalıştılar. Bu metinde hiçbir hakkımın kalmadığı, hiçbir hak talep etmeyeceğim, maddi ve manevi hiçbir talebim olmayacağı belirtilmişti.”
Gönder, bu metni imzalamayı reddettikten sonra işten çıkarıldığını ve ardından mahkemeye başvurduğunu belirtiyor. Mahkeme, Gönder'in lehine karar vererek kalan ücretlerinin ödenmesine hükmetti. Ancak vakıf, tebligatın kendilerine ulaşmadığı gerekçesiyle kararı istinafa taşıdı. Bunun üzerine Gönder, Şişli'deki vakıf binası ve Hrant Dink'in öldürüldüğü Sebat Apartmanı önünde "işçi hakları nöbeti"ne başladı.
Vakfın Açıklamaları ve Mahkeme Süreci
Hrant Dink Vakfı Programlar Direktörü Nayat Karaköse, Caner Gönder'in işten çıkarılmasıyla ilgili olarak şu açıklamaları yaptı:
“Caner Gönder kapsayıcı dil eğitmeni olarak işe alındı. Bu atölyelerde eğitmenlerden nefret söylemi tespiti, ayrımcılıkla ilişkili kavramlar ve kolaylaştırıcılık konularında beceri bekliyoruz. 6 ay boyunca kendisine bu konularda kaynaklar, eğitimler verdik, atölyelere gözlemci olarak katıldı ve denemeler yaptık, ama kapsayıcı dil eğitmenliği için yetersiz olduğu defalarca görüldü. Bu sebeplerle iş sözleşmesini sonlandırmak zorunda kaldık.”
Karaköse, mahkeme sürecinin devam ettiğini ve kesinleşmiş bir karar olmadığını vurguladı. Ayrıca, Gönder'in eylem yaptığı yerin Hrant Dink'in öldürüldüğü yer olmasının kamuoyunun vicdanına bırakıldığını belirtti.
Olayın Ardındaki Gerçekler ve İddialar
Caner Gönder, işten çıkarılmasının ardından yaşadığı süreci ve iddialarını şu şekilde dile getiriyor:
- İstenilen metni imzalamadığı için cezalandırıldığını
- İş için evini taşıdığını ancak bu durumun dikkate alınmadığını
- Mahkeme kararından sonra vakıfla uzlaşmak istediğini ancak bir sonuç alamadığını
Bu iddialar, olayın karmaşıklığını ve taraflar arasındaki anlaşmazlıkları gözler önüne seriyor.
Sonuç
Hrant Dink Vakfı'nda yaşanan işten çıkarma krizi, mahkeme süreci ve karşılıklı açıklamalarla daha da derinleşiyor. Caner Gönder'in başlattığı nöbet eylemi ve vakfın savunmaları, olayın kamuoyunda geniş yankı uyandırmasına neden oldu. Mahkeme sürecinin nasıl sonuçlanacağı ve tarafların nasıl bir uzlaşmaya varacağı merakla bekleniyor. Bu olay, işçi hakları, vakıf yönetimi ve adalet arayışı gibi önemli konuları gündeme getirerek, toplumda geniş bir tartışma zemini oluşturdu.