
İlber Ortaylı'dan Trump'a Şok Sözler: Tanrı Onu Mu Görevlendirdi?
Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın tartışma yaratan "Tanrı beni Amerika'yı yeniden yüceltmek için görevlendirdi" sözlerine sert bir şekilde yanıt verdi. Ortaylı, bu tür iddiaların ciddiye alınamayacağını belirterek, Trump'ın açıklamalarının absürtlüğüne dikkat çekti.
Ortaylı'dan Sert Eleştiri
Ortaylı, Hürriyet'ten Musa Kesler'e yaptığı açıklamada, "Her önüne gelen çıkıp 'Ben lider olayım' diyemez. İnsanlar da 'Sen kimsin?' diye sorar. Trump herhalde bizimle dalga geçiyor. Tanrı gönderecekse onu mu buldu? Üstelik kendisi oldukça fundamentalist biri," ifadelerini kullandı. Ortaylı'nın bu sözleri, Trump'ın söylemlerine yönelik eleştirel bir yaklaşım sergiliyor.
Ortaylı, Türklerdeki "kut" inancına da değinerek, hükümdarın Tanrı tarafından görevlendirildiğine inanıldığını ve bu durumun ciddiyet gerektirdiğini vurguladı. "Öyle önüne gelen kişi 'Ben Hakan olayım' diye öne çıkamaz. Adama 'Sen kimsin?' diye sorarlar. Kut olması gerekir," dedi. Bu benzetme, Trump'ın liderlik iddiasının dayanaksızlığını ima ediyor.
Tarihi Perspektiften Değerlendirme
Ortaylı, Osmanlı'daki "Zillullah'ı fil alem" (Allah'ın yeryüzündeki gölgesi, temsilcisi) anlayışına da değinerek, padişahın Allah adına hüküm sürdüğüne inanıldığını ve bu durumun halk tarafından kabul gördüğünü belirtti. Ancak, Amerikalılarda bu türden söylemlerin daha önce görülmediğini ifade etti. Ortaylı'nın bu tarihi perspektifi, Trump'ın söylemlerinin alışılmadık ve garip olduğunu vurguluyor.
Ortaylı, Trump'ın politikalarının temelinde bilim, araştırma ve üniversitelerin olmadığını da eleştirerek, "Bakalım sırada ne var?" şeklinde konuştu. Bu ifade, Trump'ın gelecekteki olası eylemlerine yönelik endişelerini dile getiriyor.
Sonuç olarak, İlber Ortaylı'nın Donald Trump'ın "Tanrı beni görevlendirdi" sözlerine yönelik sert eleştirisi, siyasi ve tarihi göndermelerle dolu bir yanıt niteliği taşıyor. Ortaylı'nın açıklamaları, Trump'ın söylemlerinin ciddiyetten uzak, absürt ve dayanaksız olduğunu vurgularken, aynı zamanda Trump'ın politikalarının bilim ve araştırmaya dayanmadığına dair endişeleri de dile getiriyor. Bu durum, Trump'ın gelecekteki olası eylemlerinin ne kadar öngörülemez olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.