Ekrem İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığı süreci, beraberinde bazı tartışmaları da getirdi. Özellikle Beşiktaş Belediyesi'ne düzenlenen operasyon ve sonrasında yaşananlar, İmamoğlu'nun radara yakalandığı iddialarını gündeme taşıdı. Peki, İmamoğlu gerçekten de adaylık yolunda bir engele mi takıldı? İşte detaylar...

İmamoğlu'nun Adaylık Süreci ve Soruşturma İddiaları

İddialara göre, Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olmasa idi, bu denli bir adli takibata uğramayacaktı. Ancak İmamoğlu ve ekibi, mızrağın çuvala sığmadığını fark ederek önlem almaya çalıştı. Beşiktaş Belediyesi'ne operasyon düzenlendiği sabah, İmamoğlu'nun İstanbul Cumhuriyet Başsavcısına ulaşma girişimi ve kısa mesaj göndermesi, bu durumun en açık göstergesi olarak yorumlandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "Erken seçimin cumhurbaşkanı adayı da erken belirlenir" söylemi ise, İmamoğlu üzerinden birden çok hedefi vurmayı amaçlıyordu:

• İmamoğlu'na cumhurbaşkanı adayı sıfatıyla siyasi bir zırh kazandırmak,
• Soruşturmanın kapsamını değiştirebilmek,
• İmamoğlu'na yönelik bir gözaltı veya tutuklama işleminin siyasi mağduriyet yaratacağını hesaplamak,
• Adli süreci siyasallaştırmak.

Ancak bu stratejilerin ne kadar başarılı olduğu tartışılır. İmamoğlu'nun, organik görünümlü seçim kampanyası ve belediye başkanlığını kazanma performansını, halka yaslanarak sürdürmekten zamanla uzaklaştığı ve bir güç ve çıkar ağının merkezine oturduğu iddiaları da gündemde.

CHP'nin Yeni Stratejisi ve İddialar

CHP Genel Başkanı Özel'in "erken seçim senaryosuna" dayalı yeni bir strateji izlediği de iddialar arasında. Bu stratejinin temelinde şunlar yer alıyor:

• Ekrem Bey'in cezaevinde olması ve kendisinin külfete katlanırken, nimetin paylaşılmasından rahatsızlık duyulması.
• Dikkatlerin Ekrem İmamoğlu ve mağduriyet algısında yoğunlaşmasının CHP için öncelik kazanması.
• Mansur Yavaş'ın CHP yörüngesinden çıkma ihtimaline karşı, ona sembolik devlet görevi vaat edilmesi.
• Yavaş Cumhurbaşkanı-İmamoğlu Başbakan formülünün, konjonktürün ürünü ve vakit kazandırması beklenen bir fikir olması.
• CHP'nin, sanki seçim kazanmış gibi makam dağıtımına soyunmasıyla toplumun bilinçaltına oynanması.

Bu iddialar, CHP içinde yaşanan güç mücadelesini ve stratejik hamleleri gözler önüne seriyor.

Gerçekler Ortaya Çıkacak mı?

Sonuç olarak, İmamoğlu'nun adaylık süreci ve hakkında çıkan iddialar, Türk siyasetinde önemli bir tartışma yaratmış durumda. Gerçeklerin şeffaf bir şekilde ortaya çıkması, Türkiye'yi yönetmeye talip olan veya bundan sonra bu işe soyunacaklara ibret ve gösterge olacaktır. Unutulmamalıdır ki, lekelenmeme hakkı kutsaldır ve hakkında kesin hüküm kuruluncaya kadar herkes suçsuzdur.