İsrail'in Madleen Gemisi Baskını: Uluslararası Hukuk İhlali mi?
Gündem

İsrail'in Madleen Gemisi Baskını: Uluslararası Hukuk İhlali mi?


10 June 20255 dk okuma20 görüntülenmeSon güncelleme: 13 July 2025

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty) Genel Sekreteri Agnes Callamard, İsrail'in Madleen gemisine yönelik müdahalesini sert bir dille eleştirdi. Callamard, bu müdahalenin uluslararası hukukun ihlali olduğunu savunarak, gemideki aktivistlerin derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu. Peki, bu olay uluslararası arenada nasıl yankı bulacak?

İsrail'in Madleen Gemisi Müdahalesi: Hukuki İhlal mi?

Agnes Callamard, İsrail'in Gazze'ye insani yardım götürmeyi amaçlayan Madleen gemisini durdurmasını ve aktivistleri gözaltına almasını kınadı. Callamard, "İsrail, insani yardım malzemeleri ve dayanışma aktivistlerinden oluşan mürettebatı taşıyan Madleen gemisini zorla durdurarak, işgal altındaki Gazze Şeridi'ndeki sivillere yönelik yasal yükümlülüklerini bir kez daha hiçe saymış ve Uluslararası Adalet Divanı'nın bağlayıcı kararlarına karşı ürpertici bir saygısızlık sergilemiştir" ifadelerini kullandı. Bu sözler, olayın vahametini gözler önüne seriyor.

Callamard, gece yarısı uluslararası sularda gerçekleştirilen operasyonun uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve gemidekilerin güvenliğini tehlikeye attığını belirtti. Mürettebatın, insani bir görevde bulunan silahsız aktivistler ve insan hakları savunucuları olduğunu vurgulayarak, derhal ve koşulsuz serbest bırakılmaları gerektiğini söyledi. Callamard ayrıca, aktivistlerin serbest bırakılana kadar işkence ve diğer kötü muamelelerden korunması gerektiğini de ekledi.

Gazze'ye Uygulanan Abluka: İnsanlık Suçu mu?

Uluslararası Af Örgütü yetkilisi, "İşgalci güç olarak İsrail, Gazze'deki sivillerin gıda, ilaç ve hayatta kalmaları için gerekli diğer malzemelere yeterli ve güvenli erişimini sağlama yönünde uluslararası bir yükümlülüğe sahiptir. Ancak, Gazze'deki Filistinlilere fiziksel yıkımlarını hedefleyen yaşam koşulları dayatma politikası kapsamında, ihtiyaç sahibi sivillere tarafsız insani yardım sağlanmasını kasıtlı ve sürekli bir şekilde engellemiştir. Askeri saldırıları, tarım arazileri gibi gıda üretim kaynaklarını tahrip ederek veya zarar vererek açlık politikasının etkisini ağırlaştırmıştır" değerlendirmesinde bulundu. Bu durum, Gazze'deki insani krizi daha da derinleştiriyor.

Callamard, Madleen gemisinin son birkaç gündeki yolculuğunun, uluslararası toplumun hareketsizliği karşısında kuşatılmış, aç bırakılmış ve acı çeken Filistinlilerle dayanışmanın güçlü bir sembolü haline geldiğini belirtti. Aynı zamanda, bu misyonun uluslararası toplumun İsrail'in insanlık dışı ablukasını sona erdirmedeki başarısızlığını da gözler önüne serdiğini ifade etti. İsrail'in müttefiklerinin, söylemlerini Gazze'ye yardım ulaştırılmasını sağlayacak kararlı eylemlere dönüştürmesi gerektiğini vurguladı.

Uluslararası Topluma Çağrı: Artık Harekete Geçme Zamanı

Callamard, dünya genelindeki devletlerin İsrail'e verdikleri desteği sona erdirdiklerini gösteren somut adımlar atmadıkları sürece, İsrail'in Filistinlilere karşı acımasızca ölüm ve acı çektirmeye devam etme serbestliğine sahip olacağını belirtti. Devletlerin acilen harekete geçmesi gerektiğini vurgulayan Callamard, aksi takdirde İsrail'in Filistinlilerin haklarına yönelik ağır ihlallerine suç ortağı olma riskiyle karşı karşıya kalacakları uyarısında bulundu.

Callamard, "Devletler, İsrail'in Madleen mürettebatını durdurmasını ve gözaltına almasını açıkça kınamalı ve gemideki herkesin derhal ve koşulsuz serbest bırakılmasını talep etmelidir. Artık sadece sözlerle değil, eylemlerle net bir duruş sergileme zamanıdır" ifadelerini kullandı. Devletlerin, İsrail'in açlık ve soykırımla karşı karşıya olan Gazze halkına insani yardım engellemesini daha fazla tolere etmeyeceklerini açıkça ortaya koymaları gerektiğini belirten Callamard, İsrail'e ablukasını kaldırması ve Gazze'ye tüm geçiş noktalarından yardım ulaştırılmasına izin vermesi için baskı yapılmasının önemini kaydetti.

Sonuç olarak, Uluslararası Af Örgütü'nün İsrail'e yönelik bu sert eleştirileri, Gazze'deki insani durumun vahametini bir kez daha gözler önüne seriyor. Uluslararası toplumun bu çağrıya kulak verip vermeyeceği ve Gazze'deki ablukanın sona erdirilmesi için somut adımlar atıp atmayacağı ise merak konusu.