Katolik dünyasının lideri Papa Francis'in vefatı, dünya genelinde büyük üzüntü yaratırken, İstanbul'da yaşanan 6.2 büyüklüğündeki deprem, dikkatleri 12. yüzyıldan kalma bir kehanete çevirdi. İrlandalı başpiskopos St. Malachy'nin yaklaşık bin yıl önce yaptığı kehanet, "Son Papa'nın ölümünün ardından İstanbul yıkılacak" şeklinde yorumlanıyor. Bu durum, hem dini çevrelerde hem de kamuoyunda büyük bir merak ve endişe uyandırdı.

St. Malachy'nin Kehaneti Nedir?

St. Malachy, 12. yüzyılda yaşamış İrlandalı bir başpiskopostur. Kendisine atfedilen ve "Papaların Kehaneti" olarak bilinen metin, papalara dair bir dizi sembolik ifade içerir. Bu ifadeler, papalığın sonuna dair çeşitli yorumlara yol açmıştır. Kehanete göre, son papanın görev süresinin ardından büyük bir yıkım yaşanacak ve bu yıkım İstanbul ile ilişkilendirilecektir. Bu kehanet, yüzyıllardır merak konusu olmuş ve çeşitli felaketlerle ilişkilendirilmiştir. Özellikle Papa Francis'in vefatı ve İstanbul'da yaşanan deprem, kehanetin yeniden gündeme gelmesine neden olmuştur.

İstanbul Depremi ve Kehanet İlişkisi

İstanbul'da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, şehirde yaşayanları tedirgin etti. Depremin ardından, sosyal medyada ve çeşitli platformlarda St. Malachy'nin kehaneti yoğun bir şekilde tartışılmaya başlandı. Bazı kişiler, depremin kehanetin bir parçası olduğunu iddia ederken, diğerleri bunun sadece bir tesadüf olduğunu savunuyor. Ancak, kehanetin yüzyıllardır süregelen gizemi ve Papa Francis'in vefatıyla eş zamanlı olarak yaşanan deprem, olayın daha da dikkat çekici hale gelmesine neden oldu. Deprem uzmanları, İstanbul'un deprem riski taşıyan bir bölgede bulunduğunu ve bu tür sismik olayların yaşanmasının olağan olduğunu belirtiyor. Ancak, kehanetlerin psikolojik etkisi ve toplumsal algısı, bu tür olayların daha da büyütülmesine yol açabiliyor.

Uzmanlar Ne Diyor?

Konuyla ilgili uzmanlar, kehanetlerin bilimsel bir dayanağı olmadığını ve bu tür iddialara temkinli yaklaşılması gerektiğini vurguluyor. Deprem uzmanları, İstanbul'un deprem kuşağında yer aldığını ve bu tür sismik olayların yaşanmasının doğal olduğunu belirtiyor. Ayrıca, kehanetlerin toplumsal psikoloji üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği ve panik ortamına yol açabileceği konusunda uyarıyorlar. Dini uzmanlar ise, kehanetlerin sembolik anlamlar taşıdığını ve bunların birebir gerçekleşeceği şeklinde yorumlanmaması gerektiğini ifade ediyor. Her ne kadar kehanetler merak uyandırıcı olsa da, bilimsel gerçekleri ve uzman görüşlerini dikkate almak, daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır.

Sonuç olarak, Papa Francis'in vefatı ve İstanbul'da yaşanan deprem, St. Malachy'nin kehanetini yeniden gündeme getirmiş olsa da, bu tür iddialara temkinli yaklaşmak ve bilimsel gerçekleri göz önünde bulundurmak önemlidir. Kehanetlerin psikolojik etkisi ve toplumsal algısı, bu tür olayların daha da büyütülmesine yol açsa da, uzmanların uyarılarını dikkate almak ve panik yapmaktan kaçınmak gerekmektedir. İstanbul'un deprem riski taşıyan bir bölgede bulunduğu gerçeği unutulmamalı ve gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşımaktadır. Unutulmamalıdır ki, bilgiye dayalı ve bilinçli bir yaklaşım, bu tür durumlarda en doğru ve güvenilir yol olacaktır.