Kahramanmaraş'ta yaşanan ve 150 kişinin hayatını kaybettiği Palmiye Sitesi faciasıyla ilgili davada önemli gelişmeler yaşandı. Yıkılan sitenin sorumluları hakkında istenen cezalar belli oldu. Peki, bu acı olayda sorumluluğu bulunanlar adalet önünde hesap verecek mi? İşte detaylar...

Palmiye Sitesi Davası: Savcı Mütalaasını Verdi

Şehit Abdullah Çavuş Mahallesi'nde bulunan ve 6 Şubat depreminde yıkılarak 150 kişinin ölümüne, 17 kişinin de yaralanmasına neden olan Palmiye Sitesi davasının 4. duruşması Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya, tutuksuz sanık jeoloji mühendisi Ömer Tarakçıoğlu ve taraf avukatları katılırken, tutuklu müteahhit Ali Babaoğlu SEGBİS sistemiyle bağlandı. Firari müteahhit Hacı Mehmet Ersoy ise duruşmaya katılmadı.

Savcı, esas hakkındaki mütalaasında, sanıkların 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan üst sınır olan 22 yıl 6'şar ay hapisle cezalandırılmasını talep etti. Bu talep, hayatını kaybedenlerin yakınları arasında umut ışığı yaktı.

Sanıkların Savunmaları ve İddialar

Duruşmada söz alan sanıklar, suçlamaları reddetti. Sitenin yapıldığı arsanın sahiplerinden Yüksel Erayman ifadesinde, yıkılan binalarla ilgili bir ilgisi olmadığını savundu. Ancak, bilirkişi raporları ve diğer deliller, sanıkların sorumluluğunu ortaya koyuyor.

Davanın seyrini değiştirebilecek bazı önemli noktalar:

• Yapı Denetim Eksiklikleri: Sitenin yapımında yeterli denetim yapılmadığı iddiaları araştırılıyor.
• Zemin Etüdü Raporları: Zemin etüdü raporlarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı inceleniyor.
• Müteahhitlerin Sorumluluğu: Müteahhitlerin projeye uygun malzeme kullanıp kullanmadığı ve inşaat kurallarına uyup uymadığı değerlendiriliyor.

Adalet Yerini Bulacak mı?

Palmiye Sitesi davası, depremde yaşanan yıkımların ardından açılan birçok davadan sadece biri. Bu dava, benzer olayların yaşanmaması için emsal teşkil edecek bir karar olması açısından büyük önem taşıyor. Hayatını kaybedenlerin yakınları, sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmasını ve adaletin yerini bulmasını bekliyor. Bu dava, Türkiye'deki yapı denetim sisteminin ve müteahhitlik hizmetlerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Umuyoruz ki bu dava, benzer acıların tekrar yaşanmaması için bir dönüm noktası olur ve gerekli dersler çıkarılır.