Türkiye siyasi arenasında şaşkınlık yaratan bir gelişme yaşandı. Anayasa Mahkemesi (AYM),Adaletin Aydınlığı Partisi ve As Parti'nin hukuki varlıklarının sona erdiğine hükmetti. Bu beklenmedik karar, siyasi kulislerde büyük yankı uyandırdı. Peki, bu iki partinin kapanmasına neden olan süreç nasıl gelişti?

Kapanma Süreci Nasıl İşledi?

Resmi Gazete'de yayımlanan kararlara göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, her iki partinin de kendiliğinden dağılma durumunda olduğunu ve bu nedenle hukuki varlıklarının sona erdiğinin tespiti için AYM'ye başvurdu. Başsavcılığın talebinde, Adaletin Aydınlığı Partisi'nin ilk büyük kongresini yasal süresi içinde yapamadığı ve zorunlu organlarını oluşturamadığı belirtildi. As Parti'nin ise son büyük kongresinin ardından iki kez üst üste büyük kongre yapamadığı ifade edildi.

Anayasa Mahkemesi'nin Kararı

AYM, yapılan inceleme sonucunda, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 121. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 87. maddesi uyarınca As Parti ve Adaletin Aydınlığı Partisi'nin "dağılmış" sayılmasına ve hukuki varlıklarının sona erdirilmesine karar verdi. Bu kararla birlikte, söz konusu partilerin tüm mallarının da Hazine'ye devredilmesi hükmedildi.

Siyasi Partiler Kanunu Ne Diyor?

2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 121. maddesi, bir siyasi partinin büyük kongrelerini düzenli olarak yapmaması veya zorunlu organlarını oluşturamaması durumunda, partinin kendiliğinden dağılmış sayılabileceğini öngörmektedir. Bu madde, siyasi partilerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri için belirli yasal yükümlülükleri yerine getirmelerini zorunlu kılmaktadır. Kanun maddesinde şu ifadeler yer almaktadır:

• "Siyasi partiler, tüzüklerinde belirtilen sürelerde büyük kongrelerini yapmak ve zorunlu organlarını oluşturmakla yükümlüdürler."
• "Bu yükümlülüklerini yerine getirmeyen partiler, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından dağılmış sayılabilirler."

Bu yasal düzenleme, siyasi partilerin demokratik süreçlere katılımını ve iç işleyişlerini düzenlemeyi amaçlamaktadır.

Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı, Türkiye'deki siyasi partilerin yasal düzenlemelere uyma zorunluluğunu bir kez daha hatırlatırken, siyasi arenada yeni dengelerin oluşmasına zemin hazırlayabilir. İki partinin kapanmasıyla birlikte, bu partilere oy veren seçmenlerin gelecekte hangi siyasi eğilimleri benimseyeceği ise merak konusu.