Başkan Trump'ın ekonomik hamleleri, merkezci eleştirmenler tarafından sıklıkla çılgınlık olarak değerlendiriliyor. Ancak, Trump'ın gümrük tarifeleri takıntısının altında, doları yeniden küresel hegemonyanın zirvesine taşıyacak riskli ama esaslı bir plan yatıyor olabilir mi? Trump'ın bu planı, Amerika'nın dünya üzerindeki ekonomik gücünü yeniden tesis etmeyi amaçlıyor.

Trump Neden Amerika'nın Sömürüldüğüne İnanıyor?

Trump'ın temel şikayeti, doların üstünlüğünün Amerikan hükümetine güç vermesine rağmen, yabancıların bunu ABD'yi zayıflatacak şekilde kullanması. Ona göre, Amerika "fahiş bir yük" taşıyor. Trump, ABD imalat sanayisinin gerilemesini doların küresel rolüne bağlıyor ve yabancı merkez bankalarının doların değerini manipüle ettiğini düşünüyor. Bu durum, Amerikan işçilerinin ve orta sınıfın zarar görmesine neden oluyor.

Trump'ın bu konudaki düşünceleri, 1988'de Larry King ve Oprah Winfrey'le yaptığı bir TV programında da ortaya çıkmıştı. O dönemde Trump, Amerika'nın borçlu bir ulus olduğunu ve bu durumun sürdürülemez olduğunu belirtmişti.

Trump'ın Yeni Uluslararası Düzen Vizyonu

Trump'ın vizyonu, 2025'te gerçekleşecek bir küresel şokla, yani finansallaşma çığırını başlatan 1971'deki Bretton Woods sistemini sona erdirerek yeni bir uluslararası düzen kurmak. Bu yeni düzenin merkezinde, dünyanın rezerv para birimi olmaya devam eden daha ucuz bir dolar olacak. Trump, bu sayede ABD'nin uzun vadeli borçlanma oranlarını düşürmeyi hedefliyor.

Trump'ın planı şu adımlardan oluşuyor:

• Gümrük tarifeleri: Yabancı merkez bankalarını yerel faiz oranlarını düşürmeye zorlamak.
• Büyük müzakere: Ülkeleri para birimlerinin değer kazanmasına razı etmek.
• İki kamplı dünya: Bir kamp Amerikan güvenliği tarafından korunacak, diğer kamp ise Çin ve Rusya'ya stratejik olarak daha yakın olacak.

Bu Plan Nasıl Gerçekleştirilecek?

Trump, gümrük tarifelerini kullanarak yabancı merkez bankalarını harekete geçmeye zorlayacak. Ardından, Avrupa ve Asya'daki dost ve düşman ülkelerle masaya oturacak. Bu müzakerelerde, ülkelerin para birimlerinin değer kazanmasına razı olmalarını sağlayacak. Trump, her bir ülkeyle farklı şartlarda anlaşmalar yapmayı planlıyor. Örneğin, Asya ülkelerinden kısa vadeli dolar varlıklarını satmalarını, Avrupa ülkelerinden ise uzun vadeli tahvillerini değiştirmelerini ve daha fazla ABD yapımı silah satın almalarını isteyebilir.

Trump'ın planının işe yarayıp yaramayacağı belirsiz. Doların değer kaybetmesi, tarifelerin ABD tüketicileri üzerindeki etkisini ortadan kaldırmaya yetmeyebilir. Ayrıca, dolar satışı, uzun vadeli ABD borç getirilerini yeterince düşük tutmak için çok büyük olabilir. Ancak, bu risklerin yanı sıra, plan iki siyasi cephede de sınanacak.

Trump'ın ekonomik "master planı", riskli ve tartışmalı olsa da, Amerika'nın küresel ekonomik gücünü yeniden tesis etme potansiyeline sahip. Ancak, bu planın başarılı olup olmayacağı, Trump'ın müzakere becerilerine ve küresel ekonomik koşullara bağlı olacak. Sonuç olarak, Trump'ın bu hamlesi ya Amerika'yı yeniden zirveye taşıyacak ya da daha da derin bir krize sürükleyecektir.