
Yeni Papa 14. Leo: ABD'den Vatikan'a Uzanan Şaşırtıcı Hikaye!
Katolik dünyası yeni liderini seçti! 69 yaşındaki Robert Prevost, Papa 14. Leo adıyla Aziz Petrus'un tahtına oturdu. İlk ABD'li papa olmasıyla dikkat çeken 14. Leo, aynı zamanda Latin Amerika'da uzun yıllar misyonerlik yapmış bir isim. Papa Francis'in reform çizgisini sürdüreceği belirtilen yeni Papa'nın, geçmişte ABD Başkan Yardımcısı JD Vance'in görüşlerini eleştirdiği biliniyor. Peki, Papa 14. Leo'nun Vatikan'a uzanan bu sıra dışı yolculuğunda neler yaşandı?
Papa 14. Leo Kimdir?
1955'te Chicago'da doğan Robert Prevost, İspanyol ve Fransız-İtalyan kökenli bir aileye sahip. Küçük yaşlardan itibaren kilisede görev alan Prevost, 1982'de rahip olarak atanmasının ardından Peru'ya taşındı. Burada piskoposluk görevine yükselen Prevost, Latin Amerika'daki Katolik topluluklarla güçlü bağlar kurdu. Peru vatandaşlığı da bulunan yeni Papa, uzun yıllar yerel bir ilahiyat okulunda öğretmenlik yaptı. Papa Francis tarafından 2014'te Chiclayo kentinin piskoposu olarak atandı ve 2023'te kardinal ilan edildi. Bu süreçte Vatikan'da Piskoposlar Dairesi başkanlığı gibi önemli bir görevi de yürüttü.
İlk Açıklamaları ve Vizyonu
Papa olarak yaptığı ilk konuşmada, 14. Leo, selefi Papa Francis'i andı ve "Papa Francis'in zayıf ama her zaman cesur sesini hâlâ kulaklarımızda duyuyoruz" dedi. Augustinus tarikatına mensup olan 14. Leo, "Tanrı ile el ele, birlikte ilerleyelim," diyerek kalabalığa seslendi. Vatikan, Papa Leo'yu, Francis'ten sonra Amerika kıtasından çıkan ikinci papa ve ilk Augustinusçu papa olarak tanıttı. 14. Leo'nun, Francis'in reform çizgisini sürdüreceği ve yoksullar ile çevre konularında benzer görüşleri paylaştığı düşünülüyor.
Tartışmalı Görüşleri ve İstismar Skandallarına Yaklaşımı
Papa Leo'nun geçmişte sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlar ve eleştiriler dikkat çekiyor. ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin bir göçmeni sınır dışı etmesini eleştiren bir gönderiyi paylaşan 14. Leo, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance'in bir röportajını da eleştirmişti. Peru'da görev yaptığı süre boyunca, Katolik Kilisesi'ni sarsan cinsel istismar skandallarıyla da mücadele etmek zorunda kaldı. Kendi piskoposluğunun bu tür olayların örtbas edilmesinde rolü olduğu iddialarını reddeden Prevost, şeffaflığa önem verdiğini ve mağdurların korunması için gerekli adımların atıldığını savundu.
Konklav öncesinde Vatikan sözcüsü Matteo Bruni, Kardinaller Koleji’nin beklentisinin, “kiliseyi içe kapatmak yerine, umutsuzlukla kuşatılmış bir dünyaya ışık taşıyacak şekilde dışa açılmayı bilen, peygamber ruhlu bir papa” olduğu yönünde olduğunu belirtmişti.
Papa 14. Leo'nun seçilmesi, Katolik Kilisesi için yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. İlk ABD'li papa olması, Latin Amerika'daki deneyimleri ve reform yanlısı duruşuyla 14. Leo, hem kilise içinde hem de dünyada önemli değişikliklere öncülük edebilir. Görev süresince yoksullukla mücadele, çevre sorunlarına duyarlılık ve istismar skandallarıyla mücadele gibi önemli konulara odaklanması bekleniyor.