
Birgün'ün Rubio Çelişkisi: Erdoğan Düşmanlığı Gözleri Kör Etti!
Türkiye'deki muhalefetin eleştiri yöntemleri sıklıkla tartışma konusu oluyor. Özellikle hakikati dile getirmek yerine algı operasyonlarına başvuranlar, Erdoğan karşıtlığı uğruna kendi savundukları değerlerle çelişmekten çekinmiyor. Bu duruma dikkat çeken Ali Karahasanoğlu, son yazısında Birgün gazetesinin ABD'li senatör Marco Rubio'nun sözlerini manşetine taşımasını ele alıyor. Karahasanoğlu, gazetenin bu tutarsızlığını çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.
Birgün'ün Castro ve Rubio Paradoksu
Birgün gazetesi, bir yandan "anti-emperyalist" söylemlerle Fidel Castro sevgisini yaymaya çalışırken, diğer yandan Castro'nun ülkesinden kaçmış bir ailenin çocuğu olan Marco Rubio'nun sözlerine sarılıyor. Bu durum, gazetenin ideolojik duruşunda ciddi bir çelişki yaratıyor. Karahasanoğlu, bu paradoksu şu sözlerle ifade ediyor:
“Bir yanda 'anti-emperyalist' söylemlerle Fidel Castro sevgisi pazarlayan, öte yanda Castro’nun ülkesinden kaçmış bir ailenin çocuğu Rubio’nun sözlerine sarılan Birgün’ün çelişkisi…”
Bu çelişki, Birgün gazetesinin objektiflikten uzaklaştığını ve Erdoğan karşıtlığı nedeniyle her türlü argümanı kullanmaya hazır olduğunu gösteriyor. Bu durum, medyanın güvenilirliği açısından ciddi bir sorun teşkil ediyor.
Medyanın Dürüstlük Sınavı
Medyanın temel görevi, doğru ve tarafsız bilgi vermek olmalıdır. Ancak Türkiye'de bazı yayın organları, siyasi görüşlerini ön planda tutarak bu temel ilkeden uzaklaşıyor. Birgün gazetesinin Rubio örneği, bu durumun açık bir göstergesi. Karahasanoğlu, bu tür yaklaşımların medyanın itibarını zedelediğini ve kamuoyunun güvenini sarstığını vurguluyor.
- Objektiflik: Haberlerin tarafsız bir şekilde sunulması
- Dürüstlük: Gerçeklerin çarpıtılmaması
- Sorumluluk: Yayınların sonuçlarının göz önünde bulundurulması
Bu ilkelerden uzaklaşan medya kuruluşları, toplumu yanlış yönlendirme ve kutuplaşmayı artırma riski taşıyor.
Erdoğan Düşmanlığı mı, İlkeler mi?
Birgün gazetesinin bu tutumu, akıllara "Erdoğan düşmanlığı mı yoksa ilkeler mi?" sorusunu getiriyor. Gazetenin, sırf Erdoğan karşıtlığı uğruna kendi ideolojik temelleriyle çelişmesi, düşündürücü bir durum. Bu durum, Türkiye'deki bazı medya kuruluşlarının objektiflik ve dürüstlükten ne kadar uzaklaştığını gözler önüne seriyor.
Sonuç olarak, Birgün gazetesinin Marco Rubio örneği, Türkiye'deki medyanın eleştirel yaklaşımında dürüstlüğün ve tutarlılığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Medyanın, siyasi görüşlerini bir kenara bırakarak, doğru ve tarafsız bilgi verme sorumluluğunu taşıması gerekiyor. Aksi takdirde, kamuoyunun güveni sarsılacak ve toplumdaki kutuplaşma daha da artacaktır.









