İstanbul Kadıköy'de yaşanan ve tüm Türkiye'yi yasa boğan Mattia Ahmet Minguzzi cinayetinde karar çıktı. 15 yaşındaki Mattia'nın katilleri B.B. ve U.B.'ye verilen cezalar ve beraat kararları kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Peki, mahkeme süreci nasıl ilerledi ve verilen kararlar ne anlama geliyor?

Acı Olayın Arka Planı

İtalyan şef Andrea Minguzzi ve çellist Yasemin Akıncılar Minguzzi'nin oğlu Mattia Ahmet Minguzzi, 24 Ocak 2025 tarihinde kaykay malzemesi almak için Kadıköy bit pazarına gitmişti. Burada yaşanan bir olay sonucu bıçaklanan Mattia, kaldırıldığı hastanede 9 Şubat 2025'te hayatını kaybetti. Bu acı olay, ailesini ve sevenlerini derin bir üzüntüye boğarken, toplumda da büyük bir infiale yol açtı.

Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında, kaçan 15 yaşındaki B.B. ve 16 yaşındaki U.B. yakalanarak tutuklandı. Suça Sürüklenen Çocuklar (SSÇ) B.B. ve U.B.'nin 'çocuğu kasten öldürmek' suçundan 18'er yıldan 24'er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Soruşturma derinleştikçe, kamera görüntülerinde 2 şüphelinin cinayet anında yalnız olmadığı, yanlarında 2 çocuğun daha olduğu tespit edildi. Bu gelişme üzerine, 18 yaşından küçük M.A.D. ve A. Ö. hakkında da 'çocuğu kasten öldürmek suçuna yardım' suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Temmuz 2025'te B.B. ve U.B. hakkında açılan dava ile bu dava birleştirildi.

Mahkeme Kararı ve Tepkiler

Kamuoyunun yakından takip ettiği davada karar açıklandı. Mahkeme, 18 yaşından küçük B.B ve U.B’ye ‘çocuğun kasten öldürülmesi’ suçundan en üst sınırdan 24’er yıl hapis cezası verdi. İki sanığın cezasında herhangi bir indirim yapılmadı. Ancak, ‘yardım’ suçuyla yargılanan M.A.D. ve A.Ö.’nün delil yetersizliğinden beraatlerine karar verildi. Bu karar, özellikle Minguzzi Ailesi tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. Aile, beraat kararlarının adaleti zedelediğini ve kamu vicdanını yaraladığını dile getirdi.

Mahkeme kararının ardından kamuoyunda farklı görüşler ortaya çıktı. Kimileri verilen cezaları yetersiz bulurken, kimileri de beraat kararlarının adaletsizlik olduğunu savundu. Bu tür davalarda delil toplamanın zorluğu ve suçun ispatlanmasındaki güçlükler göz önünde bulundurulduğunda, mahkeme kararlarının her zaman tartışmalara yol açabileceği unutulmamalıdır.

Bu tür acı olayların bir daha yaşanmaması için toplum olarak daha duyarlı olmalı, çocuklarımızı ve gençlerimizi şiddetten uzak tutmalı ve adalet sisteminin daha etkin bir şekilde işlemesi için çaba göstermeliyiz. Unutmayalım ki, adalet sadece mahkeme salonlarında değil, toplumun her köşesinde sağlanmalıdır.