Gümüşhane'de sabah saatlerinde meydana gelen deprem, bölge halkını tedirgin etti. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi'nin farklı büyüklükler açıkladığı deprem sonrası, yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür'ün daha önce yaptığı uyarılar yeniden gündeme geldi. Görür, sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede, depremin konumunun önemine dikkat çekti ve bu sarsıntının beklenen bir gelişme olduğunu belirtti.

Gümüşhane Depremi: AFAD ve Kandilli'den Farklı Açıklamalar

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD),depremin merkez üssünün Gümüşhane'nin Kelkit ilçesi olduğunu ve büyüklüğünün 4,2 olduğunu açıkladı. Depremin yerin 5,09 kilometre derinliğinde gerçekleştiği bildirildi. Öte yandan, Kandilli Rasathanesi ise depremin merkezini Gümüşhane Kelkit'e bağlı Eskiyol olarak duyurdu ve büyüklüğünü 4,1; derinliğini ise 5.0 kilometre olarak açıkladı. Bu farklılık, deprem ölçümlerindeki hassasiyet ve kullanılan yöntemlerdeki farklılıklardan kaynaklanmaktadır.

Naci Görür'den Kritik Uyarı: Erzincan Segmentine Dikkat!

Depremin ardından Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, depremin Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın (KAF),Erzincan segmentinde yer alan kısa bir fay üzerinde yaşandığını belirtti. Görür, 4,1 büyüklüğündeki depremin yerinin önemli olduğunu ifade ederek, depremi hissedenlere geçmiş olsun dileklerini iletti. Görür'ün bu uyarısı, bölgedeki fay hatlarının aktifliğine ve gelecekte yaşanabilecek daha büyük depremlerin potansiyeline dikkat çekiyor.

Bölgedeki Diğer İllerden Açıklamalar

Gümüşhane ve Erzincan Valilikleri, deprem sonrası yaptıkları açıklamalarda herhangi bir olumsuz durumun yaşanmadığını bildirdi. Erzincan Valiliği, depremin ardından sahaya inen ekiplerin de bir sorunla karşılaşmadığını ifade etti. Yetkililer, bölgedeki durumu yakından takip etmeye devam ediyor. Depremin hissedildiği diğer çevre illerde de herhangi bir hasar rapor edilmedi.

Naci Görür'ün daha önceki uyarıları ve Gümüşhane depremi, Türkiye'nin deprem gerçeğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Ülkemizin büyük bir bölümünün aktif fay hatları üzerinde bulunması, deprem riskini her zaman gündemde tutmamızı gerektiriyor. Bu nedenle, yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi, halkın deprem konusunda bilinçlendirilmesi ve acil durum planlarının hazırlanması büyük önem taşıyor. Unutmayalım ki, deprem değil, binalar öldürür.