
Sırrı Süreyya Önder ile Barış Süreci ve İmralı Görüşmelerinin Perde Arkası
Sırrı Süreyya Önder’in Barış Yolculuğu: İmralı’dan Umuda
Sinemadan siyasete uzanan renkli kariyeriyle tanınan Sırrı Süreyya Önder, bugün Türkiye’nin en kritik meselelerinden biri olan Kürt sorunu ve barış sürecinde aktif rol alıyor. İmralı Heyeti’nin bir parçası olarak Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelere katılan Önder, yaşadıklarını ve hissettiklerini samimi bir dille paylaştı.
İmralı Görüşmeleri: Tarihi Bir Fırsat
Önder, Öcalan ile yıllar sonra bir araya gelmenin kendisinde uyandırdığı duyguları şu sözlerle aktarıyor: “Bu tarihi bir andı. Uzun bir geçmişten geliyoruz ve uzun bir geleceği düşünüyoruz.” Heyet üyeleriyle yolculuk sırasında yaşadıkları duygu paylaşımını ise “hareket etmenin önemi” vurgusuyla anlatıyor.
- Tarihi sorumluluk: Önder, bu sürecin sadece siyasi değil, ahlaki bir yükümlülük olduğunu belirtiyor.
- Toplumsal barış: “Çözüm, farklılıkların değil, ortak geleceğin peşinden gitmektir” diyor.
- Eleştirilere rağmen yol almak: Süreç boyunca yoğun eleştirilere maruz kaldıklarını ancak yılmadıklarını ifade ediyor.
Barış Mücadelesi ve Tarihin Sorumluluğu
Önder, barış mücadelesini Walter Benjamin’in “Tarih Meleği” metaforuyla açıklıyor: “Geçmişin yıkıntılarını onarmak ve geleceği inşa etmek için çabalıyoruz.” İlk Çözüm Süreci ile bugünkü süreç arasındaki farkları değerlendiren Önder, “Değişim, hareket demektir” diyerek umudunu koruduğunu gösteriyor.
Son olarak, barışın sadece siyasi bir mesele olmadığını vurgulayan Önder, “Barış, herkesin kendi hayatını özgürce yaşamasıdır” sözleriyle konuşmasını noktalıyor.