Tutuklu Gençler Direniyor: Hukuksuzluğa Rağmen Umut Var mı?
Gündem

Tutuklu Gençler Direniyor: Hukuksuzluğa Rağmen Umut Var mı?


10 April 20255 dk okuma7 görüntülenmeSon güncelleme: 20 May 2025

Türkiye'nin gündeminde olan ve anayasal haklarını kullanarak barışçıl eylemlere katıldıkları için tutuklanan gençler meselesi tüm sıcaklığıyla devam ediyor. Yüzlerce genç için tahliye kararı çıksa da, hala içeride karar bekleyen birçok öğrenci bulunuyor. Gönüllü İstanbul Barosu avukatlarından Av. Sergen Hamzaçebi, süreçte yaşanan hukuksuzlukları ve gençlerin cezaevindeki durumunu çarpıcı bir şekilde aktarıyor. Hamzaçebi, gençlerin gözlerinde korku değil, direnç olduğunu vurguluyor.

Hukuki mi, Siyasi mi? Tutuklamaların Perde Arkası

Saraçhane ve devamında gerçekleşen eylemlere katılan öğrencilerin tutuklanma süreçlerinin Anayasa ve AİHS ile uyumlu olmadığını belirten Av. Hamzaçebi, sürecin hukuki değil, siyasi olduğunu savunuyor. "Hükümet, gençliğin bu kadar güçlü bir refleks göstereceğini öngöremedi. Yargı araçsallaştırılarak bir sopa gibi kullanılmaya başlandı." diyen Hamzaçebi, gözaltı ve tutuklama kararlarının bireysel durumlara bakılmaksızın, genel bir bastırma stratejisinin parçası olarak verildiğini ifade ediyor.

Avukat Hamzaçebi, CMK 100. maddesindeki tutuklama koşullarının bu dosyalarda karşılanmadığını vurguluyor. "Saraçhane eylemlerinde tutuklanan öğrencilerin dosyasında, kaçma veya delil karartma riskine dair herhangi bir delil, gerekçe ya da somut bulgu yok." şeklinde konuşan Hamzaçebi, Anayasa'nın 34. maddesi ve AİHS'in 11. maddesi uyarınca barışçıl toplantı ve gösteri hakkını kullanan gençlerin bu şekilde topluca tutuklanmasının, bireysel özgürlüklerin değil, toplumsal muhalefetin bastırılmak istendiğini gösterdiğini belirtiyor.

Gözaltı sürecinde birçok öğrencinin fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını, anayasal haklarının sistematik şekilde ihlal edildiğini söyleyen Av. Hamzaçebi, "Bu, yalnızca hukuksuzluk değil, aynı zamanda insan onuruna yöneltilmiş bir saldırı." diyor.

Cezaevinde Neler Yaşanıyor? Gençlerin Direnci ve Talepleri

Cezaevindeki öğrencilerin psikolojik ve fiziksel durumlarının oldukça zorlayıcı olduğunu belirten Av. Hamzaçebi, gençlerin buna rağmen büyük bir direnç gösterdiğini ifade ediyor. "Tutuklanmış genç arkadaşları ziyaret ettiğimde gözlerinde korku değil, direnç gördüm." diyen Hamzaçebi, cezaevi koşullarının insan onuruna yakışır düzeyde olmadığını, ancak gençlerin hayatta kalma güdüsü ve adaletin er ya da geç tecelli edeceği inancıyla ayakta durduklarını belirtiyor.

Avukat Hamzaçebi, cezaevindeki öğrencilerin sıklıkla dile getirdiği taleplerin ciddi hak ihlallerine işaret ettiğini vurguluyor. Bu ihlaller arasında sağlık hakkına erişim, beslenme ve hijyen koşulları, fiziksel şiddet, onur kırıcı muamele ve cinsiyet temelli uygulamalar yer alıyor. Özellikle kadın tutukluların ters kelepçe, çıplak arama ya da taciz gibi uygulamalara maruz kaldığı yönündeki iddiaların kaygı verici olduğunu belirten Av. Hamzaçebi, bu konularda gerekli başvuruların yapıldığını ve sürecin takip edildiğini ifade ediyor.

  • Sağlık Hakkı İhlalleri: Birçok öğrenci, düzenli olarak kullanmak zorunda oldukları ilaçlara erişemedi.
  • Beslenme ve Hijyen Koşulları: Tutuklu gençler, uzun süre aynı kıyafetlerle kalmak zorunda bırakıldıklarını, hijyen malzemelerine erişimlerinin kısıtlandığını dile getirdiler.
  • Fiziksel Şiddet ve Kötü Muamele: Gözaltı işlemini yapan kolluk görevlilerinin hiçbiri, üzerlerinde kimlik ya da sicil bilgisi taşımıyordu.

Eğitim Hakkı Engelleniyor mu?

Cezaevindeki öğrencilerin eğitim haklarına erişimi konusunda belirsizlikler olduğunu belirten Av. Hamzaçebi, öğrencilerin sınavlara erişimi, eğitim materyallerine ulaşımı ve akademik sürekliliğinin büyük ölçüde engellendiğini ifade ediyor. "Gençler okul durumları için kaygılı; burs ve dönem kaybı yaşamaktan endişe duyuyorlar." diyen Hamzaçebi, eğitim kurumlarının farklı tutumlar sergileyebildiğini, bazı kurumların eğitim süreçlerini kesintiye uğratmadan devam ettirmeyi kabul ederken, diğer kurumların daha katı bir yaklaşım benimsediğini belirtiyor.

Son olarak, Av. Sergen Hamzaçebi, yargılamaların Nisan ayı ortası itibarıyla başlayacağının öngörüldüğünü belirterek, yargılamaların evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde yürütülmesi temennisinde bulunuyor. Gençlere isnat edilen eylemlerin, Anayasa'nın 34. maddesiyle güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Av. Hamzaçebi, gençlerin serbest bırakılmalarının sadece bir hukuki gereklilik değil, aynı zamanda toplumsal vicdanın talebi olduğunu ifade ediyor.